Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
Çalışma odasında bir sürü kitap var.
- There are plenty of books in his study.
Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.
- Tom came to France with the intention of studying French.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.